MENÜ

22 Haziran 2011 Çarşamba

BAŞÖRTÜMLE TANIŞMAM =)


Aslını söylemek gerekirse tek seferde tesettüre girdiğimi söyleyemem. Birçok denemeler sonucu adım adım örtündüm. Her gün giymeye başladım ve inşâallah hep de giyerim.

Ağustos 1999'da bilirsinizki İstanbul'da büyük bir deprem yaşandı. Ben o vakitte ailemle beraber İstanbulda yaşıyordum. Başlangıçta eşarp takmak çok zor geliyordu bana.

Örtümü takıp dışarıya çıkmaya, çocukluğumdan beri bildiğim insanlarla karşılaşmaya, bir dükkâna girip alışveriş yapmaya, yeni kıyafetimle devam etmeye cesaretim yoktu. Yaşımda zaten fazla büyük değildi.
İşte o yaz 17 Ağustos 1999 depreminin olduğu gece büyük bir gürültüyle uyandık. Babamın bağırarak ismimi tekrarlaması hala kulaklarımda çınlıyor. Evimiz sanki bir teraziye dönmüş bir o yana bir bu yana yuvarlanıyorduk. İnanılmaz bir geceydi sanki dünyanın sonu gelmişti. Kendimizi nasıl dışarıya attık bilemiyorum. İşte o gece bir karar verdim. Hayata gönderiliş sebebimizi unutmuşuz dedim ve dışarıda kaldığımız o bir hafta süre zarfında başımdan başörtüsü hiç eksik olmadı. İşte  başörtüyü ilk takış hikayem böyle acı bir olayla başladı. Her şer'de bir hayır vardır dedikleri bu olsa gerek.

Tabi başörtülü hayatıma alışmam çok çabuk olmadı kimi zaman balkona, kapıya örtüsüz çıktığım zamanlar olmadı değil. Farkettiğimde çok utanır hemen eve atardım kendimi :)

Örtününce mahalledekiler çok beğenmişlerdi yeni halimi. Zaten muhafazakar bir mahallede oturuyorduk. Hatta ilk eşarbımı komşumuzun kızı Dilek Ablam almıştı. Kırmızı hoş bir eşarptı.  Onu halâ saklıyorum. Eskimiş olmasına rağmen bazen kullanıyorum. 

En çok zorlandığım anı ise; kuzenlerimin yaşadığı mahalleye gideceğimizde yaşamıştım. Kuzenlerimle aynı yaşta sayılırız. Çocukluğumuz hep birlikte geçmiştir. Örtündüğümden haberleri yoktu. Ya hoş karşılamazlarsa diye çok tedirgin olmuştum ama hislerimde yanıldığımı oraya varınca anladım. Meğer onlarda örtünmüşler. İşte o an o kadar mutlu olmuştum ki çünkü artık yalnız değildim. Belki endişem size tuhaf gelecektir ama ben o zamanlar daha 12 yaşındaydım. 

Okulumada örtülü giderdim. Hatta okula örtülü giden ilk kişi bendim diyebilirim. Mezun olmama yakın okulda bir kız daha örtünmüştü Allah'ım en azından tek olmadığım için o kadar mutlu olmuştum ki anlatamam. Ama şimdi bazen okula yolum düşüyor bakıyorumda o kadar çok başörtülü öğrenci var ki onları görünce çocukluğum aklıma geliyor ve en azından Yalnız olmadıkları için ÇOK MUTLU OLUYORUM.  =)
Hikâyemin sonuna gelirken  yeni tesettüre girmiş bayanlara şunu söylemek isterim. Bizler bazen Müslüman ablalarımızın baskısı altında kalabiliyoruz.


Onlar hakikaten iyi niyetliler ve yeni hayatımızda bize yardımcı olmak istiyorlar. Benim onlardan hususi ricam, acele etmemeleridir. Adım adım, yavaş yavaş olursa daha tesirli olur. İslâmî şuurun ve sevginin artmasıyla zâten tesettürün farziyeti kolayca anlaşılacaktır. Eğer zorlama olursa, pek mânâ ifade etmez. 

2 yorum:

  1. Kösem sultan öncelikle bu paylaşımından dolayı seni kutluyorum . Ne güzel ki senin gibi kardeşlerimiz başörtüsü konusuna önem veriyorlar ve de bunu tüm din kardeşleriyle paylaşıyolar. Senin de yazdığın gibi bayan mümin kardeşlerin dini vecibeleri arasında yer alan tesettür konusu, önemsenmesi gereken bir mevzudur. Ayrıca küçük yaştaki bayan kardeşlerimizin tesettür konusuna iyi yaklaşmaları için mutlaka tedbirli yaklaşılmalı; acele etmeden yavaş yavaş sindire sindire onları tesettüre alıştırmalıyız. Geçmiş dönemlere baktığımızda tesettür konusunun tam manasıyla anlaşılmadığı görülmektedir. Ama günümüzde ,şükürler olsunk ki başörtüsü konusu tüm dünyaya yayılmış durumda ve de giderek başörtüsü kullanma oranı artmaktadır. Bu gelişme de siz gibi genç kardeşlerimizin bilinçli duruma gelerek güzel paylaşımlarda bulunmanız sayesinde olmaktadır. Bu yüzdendir ki sizi tebrik ediyorum ve de paylaşımlarınızın devamını bekliyorum.

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim Nisanur kardeşim bu güzel yorumların için. Bloğum çok daha yeni. ÇİÇEĞİ BURNUNDA diyebiliriz =)Tecrübelerinizi bizimle paylaşırsanız müteşekkir oluruz..

    YanıtlaSil